Üniversiteye Hazırlığın Önemi

Özel ders, Üniversite adayları için kaçınılmaz derece mecburi ve bir o kadar önemlidir. Üniversite sınavı, milyonlarca ortaöğretim mezunu gencin geleceğini belirleyen bir sınavdır.

Özel ders eğitimleri ile öğrencinin ilerde yapacağı meslekten evleneceği kişiye kadar hayatının en önemli noktaları, bu sınavın sonucuna göre şekillenir. Öğrenciler, kendi başlarına yaptıkları hazırlıklarla belirli bir limite kadar hazırlanabilirler ancak, özel ders ile tüm branşlardan hem pratiklik hemde kolay yolları öğrenerek sınavlarda en önemli konu olan zaman kazanmayı öğrenirler. Kısa bir zaman içerisinde geleceğinizin adımlarını atacağınız ilk basamak olan üniversiteye giriş şekliniz belirlenecektir.

Sınav bu kadar önemliyken her yıl milyonlarca genç bu sınav için ter dökmekte; dershanelere, kurslara gitmekte ve binlerce soru çözmektedir. Anca yine de her yıl, sınav sonuçları açıklandığında ‘’sıfır’’ çeken binlerce öğrencinin olduğunu üzülerek görüyoruz.

Üniversite kapısına gelene dek ortaöğretim eğitimini tamamlaması gereken her öğrenci, iyi kötü konulara hakim oluyor. Ancak sınava hazırlanmak ve iyi bir üniversitede öğrenim görebilmek için bu eğitimin çok da yeterli olmadığını, öğrencilerin bazı noktalarda takviyeler alıp ek çalışmalar yapmaları gerektiğini görmekteyiz.

Üniversite hazırlığında, mevcut üniversiteye giriş sisteminin öğrencilere sunduğu iki başlı bir sınav modeli vardır. Öğrenciler önce baraj sınav YGS’ye ardından da alanlarına ve seçecekleri mesleklere göre LYS’lere hazırlanmak durumunda kalıyorlar.

YGS, sadece ortaöğretim birinci sınıftaki ortak konulardan oluşan bir sınavdır. Ancak 4 yıllık yoğun ortaöğretim eğitiminin ardından öğrencinin ortaöğretim 1 konuları tamamen hatırlaması beklenemez. Üstelik YGS’den birkaç ay sonra ortaöğretim 2,3 ve 4. sınıfın ağır konularından oluşan LYS’ye girecek olan öğrenciler; bu süreçte büyük panik yaşamakta hatta birçok öğrenci neye nereden başlayacağı bilemeyerek kısır döngü içinde ilerlemeye çalışmaktadır. Ve ne yazık ki neticede bir üniversiteye yerleşme konusunda sıkıntıya düşmektedir.

LYS, öğrencilerin seçeceği ve yerleşebileceği bölümü belirleme etkin bir sınavdır. Ancak YGS sonucu çok iyi gelmeyen bir öğrencinin o moral bozukluğuyla LYS’ye çok iyi hazırlanması beklenemez.

Üniversite sınavına hazırlık, mevcut sistemle ortaöğretim birinci sınıftan itibaren sistemli bir şekilde olmalıdır. Konuların birikmesi ve aradan geçen zamandan sonra ortaöğretim son sınıfta hazırlıklara başlamak, öğrencinin başarısız bir sınav geçirmesine neden olacağından hiç verimli değildir. Öğrencilerimize bu şekilde bir hazırlığı kesinlikle tavsiye etmiyoruz. Üstelik konular, soru tipleri sabit ve durağan yapılar değildir. Başlangıçta hazırlık son derece iyi gidebilir. Ancak zamanla yoğunlaşan ve ağırlaşan konulara bir de yaklaşan sınavın heyecanı eklendikçe ortaya pek de başarılı bir tablo çıkmıyor.

Öğrenci; ortaöğretim başladığı anda sınav hazırlığına da başlamalı, çeşitli kaynaklardan tekrar ve soru çözüm çalışmalarına başlayarak eksiklerini tespit etmelidir. Tek başına halledemediği ders ve konuklara yönelik özel eğitim takviyeleri almaya başlamalıdır ki ileri yıllara çatlaklar kalmasın. Üstelik ortaöğretim üniversiteye hazırlık dönemi olduğu gibi aynı zamanda okul başarısının da önem kazandığı bir dönemdir. ortaöğretimde geçirilen dört yılın ortalaması, öğrenciye üniversite sınavında hatrı sayılır bir getiride bulunacaktır.

10. sınıfta alanını seçtikten sonra öğrencilerin yapması gereken, ileride yapmak istedikleri meslek yelpazesini çıkarmak olmalıdır. Bu süreçte, özel ders almaya devam ettiklerini öğretmenlerine danışabilirler. Çünkü bire bir öğretmeni, öğrenciyi bire bir öğrenme ortamında tanıyan bir kişidir. Yaptığı tüm çalışmalar o öğrenciye yönelik olduğu için yeterliliklerini ve yapamayacaklarını en iyi bilen kişi o olacaktır. Tabi özel ders, sadece konu anlatıp soru çözmek şeklinde değil öğrenciyi tanımaya yönelik olmalıdır. Öğrenci; karşısındaki öğretmenle bire bir diyalog kurabilmeli, paylaşımlarda bulunabilmelidir. Öğretmen, öğrenciye koçluk yapabilmeli ve ona kendisini açabileceği bir ortam yaratmalıdır. Bu şekilde olduğu takdirde yönlendirmeler daha etkili ve net olacaktır.

Öğrenci meslek yelpazesini oluşturduktan sonra temposunu hiç düşürmeden çalışmalarına devam etmelidir. 10. sınıftan itibaren yeni konularla karşılaşılacağı için bunlara yönelik önlemler alınmalı gerektiği yerlerde yeni eğitim takviyelerine başlanmalıdır. Çünkü 10. sınıftan itibaren öğrencilerin görmeye başlayacağı konular, daha önce hiç karşılaşmadıkları ve üniversite sınavında soru getiren türdendir. Bu ağır konularla öğrencilerin tek başına mücadele etmesi, oldukça zorlayıcıdır.

11. sınıfa gelindiğinde öğrencinin temposu aynen devam etmeli ve artık çeşitli denemelere girerek kendini ölçmeye, yeterliliğini tespit etmeye başlamalıdır. Bu yıldan itibaren soru çözümlerine daha fazla ağırlık verilmeli, alınan özel eğitim takviyelerinde de bu yönde çalışmalar yapılmalıdır.

Son sınıfta ise hazırlık artık tamamen sınava odaklı olmalıdır. Geçirilen üç yılda, yukarıdaki gibi çalışan bir öğrencinin konu eksikleri kapanacağı için tüm çalışmalar sadece sınavda net arttırıcı, hata azaltıcı ve hız yükseltici tarzda olmalıdır. Üniversite sınavında lise 4 konularından da sorular geleceği için bir yandan da bunların kapatılmasına çalışmak gerekir. İlk üç yıl özel ders alınmamışsa bile, son sene mutlaka özel ders alınmalıdır. Çünkü öğrencinin konu eksiği olmasa da soru çözümünde sıkıntı yaşaması muhtemeldir. Ne tip sorular gelebilir, nasıl çözüm yapılmalıdır, ÖSYM ne gibi tuzaklar hazırlar, bu tuzaklardan nasıl kaçılır, netler nasıl arttırılır gibi sorulara öğrenci tek başına cevap bulamayabilir. Bu konuda seçeceği alanı net bir şekilde belirleyip bu alana yerleşmesi için gerekli olan derslere ve katsayısı yüksek olan derslere yönelik takviyeler alması, öğrencinin yararına olacaktır. Üstelik ortalamanın son yılda düşmemesi için öğrencinin aynı performansı okul derslerinde de göstermesi gerekecek ancak hem okul dersleri hem de sınav hazırlığını bir arada yürütmeye çalışan öğrenci, bunalacaktır. Buna bir de sınavın heyecanı eklenince başarıda bir düşme yaşanacak, bu da morali daha fazla bozacağı için öğrenci bir kısır döngüye çekilmiş olacak.

Öğrencinin takıldığı yerlerde bir yardımcıya ihtiyaç duyması son derece normaldir. Zorlanılan yerlerle ilgili mutlaka bir öğretmenle görüşülmeli ve bunlar birikmeden gerekli önlemler alınmalıdır. Ancak bu zor konular hep sona saklandığı için üstelik sınava çok az bir zaman kala alelacele halledilmeye çalışıldığı için bu anlamda kayda değer bir başarı ne yazık ki sağlanamıyor. Bu durum, eğitim sektöründe çok sık tekrarlanan bir hata. Hala sınava hazırlıkta son yıl seçiliyor ve son bir ayda konu eksiğinin kapanacağına inanılıyor.

Ülkemizde lise eğitimin durumu belli. Belirli birkaç okul dışında kaliteli eğitim veren kurum yok denecek kadar az. Bu durum da özellikle üniversite hazırlığında özel dersi zorunlu hale getiriyor. Ancak velilerde de öğrencilerde de özel ders almaya, alanında uzman bir öğretmenle takviye yapmaya karşı bir önyargı mevcut. Bu, büyük ölçüde bilinçsizlikten kaynaklanıyor. Oysa sınava hazırlık sürecinde özel ders almak, büyük ölçüde öğrenciyi rahatlatan bir faaliyet. Öğrenci hem anlamakta güçlük çektiği hatta üzerinde kalem oynatamadığı konuları biriktirmek, ertelemek zorunda kalmadan uzman yardımıyla halletme fırsatı buluyor hem de pratik bilgiler, basit ve hızlı çözüm yolları öğreneceği için sınav esnasında zamanını daha verimli kullanabiliyor.

Özel ders, adından da anlaşıldığı üzere kişiye özel eğitim modelini benimser. Eğitimde tek bir yol, tek bir yöntem yoktur. Ne kadar öğrenci varsa o kadar da öğretim yöntemi oluşturmak mümkündür. Nasıl ki aynı markete giren yüzlerce kişi aynı ürünlerden aynı oranda alıp çıkmıyorsa aynı okula gidip aynı dersleri alan öğrencilerin aynı başarıyla oradan çıkmasını bekleyemeyiz. Bazı öğrenciler fen ve matematik alanında başarılı olabiliyorken bazıları da resim, müzik gibi alanlarda başarılı olacaktır. Ancak üniversitede okumak için ülkemiz şartlarında aynı sınava girmek zorunda kalan bu gençlerden ikinci grubu söküp atma, yok sayma gibi bir durum olamayacağına göre onların bireysel ihtiyaçlarına uygun bir çalışma programı hazırlayarak istedikleri üniversitede okumalarını sağlayabiliriz.

Sevgili gençler, her şeyden önce kendinize güvenin. Ne istediğinize karar verin ve kendinizi tanıyın. Biz öğretmenleriniz daima yanınızdayız.

Talep Formu

Bizimle İletişime Geçin

Talep Formu.
Adınız Soyadınız(*)

E-mail(*)

Telefon(*)
Sadece numara giriniz (ülke kodlarının başında + kullanmayınız)

Talep Edilen Ders(*)

Seviye(*)

Ders Tipi(*)

(*)

Verdiğiniz bilgiler ışığında eğitim danışmanlarımız sizi arayacaktır. İlginizen dolayı teşekkür ederiz.